AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İsrail’in Lübnan’a yönelik akınlarına ait, “Netanyahu hükümeti memleketler arası hukukun önünden kaçmak için ve üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak için savaşı genişletmek üzere bir tavır içerisinde. Savaşın Lübnan’dan İran’a kadar geniş bir alana yayılmasını istiyor.” dedi.

Türkiye Buluşmaları programı kapsamında AK Parti Ankara Vilayet Başkanlığınca Ulucanlar Cezaevi’nde düzenlenen STK buluşmasına katılan Çelik, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve üyeleriyle bir ortaya geldi.

Çelik, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dünyanın en değerli jeopolitiği üzerinde bulunduğunu söyledi.

Türkiye’yi geleceğe ulaştırmak için ellerinden gelen uğraşı gösterdiklerini belirten Çelik, “Ne kadar farklı görüşümüz, fikrimiz olursa olsun bu masaların etrafında oturabiliyorsak, konuşabiliyorsak, karşılıklı çay içebiliyorsak, suyumuzu paylaşabiliyorsak Türkiye’nin geleceğiyle ilgili hiçbir telaşınız olmasın. Lakin birileri dışardan birtakım dayatmalarla masayı devirmeye çalışıyorsa buna karşı şunu yapalım, aramızdaki bütün fikir ayrılıklarını bırakalım ve masayı koruyalım. Temel problem de budur.” diye konuştu.

Türkiye’nin kuzeyinde Rusya- Ukrayna savaşının, güneyinde ise Gazze’de soykırımın devam ettiğini lisana getiren Çelik, şunları söyledi:

“Bugün yeni gelişmeler oldu. Savaş Lübnan’a sıçrıyor. Orada büyük bir istikrarsızlık var. Türkiye’nin batısına bakın Balkanlardaki istikrarsızlık devam ediyor. Balkanlarda her gün Sırbistan’dan, oradaki öteki ülkelerden öteki öbür açıklamalar geliyor bölgedeki tansiyonu yükselten. Türkiye’nin doğusuna bakın İran ile İsrail ortasındaki tansiyon devam ediyor. Kuzeyimizde savaş, güneyimizde bir soykırım, batımızda daima bir gerginlik, doğumuzda her an çatışma ihtimaline dönüşmesi kelam konusu olan tansiyonlar var. Bütün bunun içerisinde bir istikrar adası olmamız son derece değerlidir.”

“Geleceğimiz aydınlıktır, önümüz açıktır”

Çelik, birtakım kesitlerin kendilerine yönelik, “Yahudi düşmanlığı yapıyorsunuz” dediğini belirterek, hiçbir dinin mensubuna düşmanlıkları olmadığını fakat siyonistler üzere dinleri istismar ederek işgal projesi peşinde koşanlara açık ve net bir formda karşı olduklarını söylediklerini lisana getirdi.

Kimsenin etraftan söylenen kara propagandalara, makûs haberlere hiçbir formda prestij etmemesi gerektiğini tabir eden Çelik, şöyle konuştu:

“Her gün o kadar çok makûs haber çıkıyor ‘Türkiye’nin başına şu gelecek, Türkiye bu türlü olacak’ diye. Geleceğimiz aydınlıktır, önümüz açıktır. Son derece güçlü bir devletimiz var. Bugüne kadar çeşitli deneyimlerden geçerek buraya kadar gelmiş güçlü bir toplum yapısına sahibiz. Bütün kusurlar, eksikler zati hayatın doğal süreçleri içerisinde ortaya çıkar, bütün bunları bertaraf ederek güçsüz yanlarımızı daha güçlendirerek, güçlü yanlarımızı daha pekiştirerek geleceğe yürüyebilecek her türlü kabiliyete ve kapasiteye sahibiz.”

Türkiye’de Türk, Kürt, Alevi Sünni hiç kimsenin ikinci sınıf olmadığını, herkesin konut sahibi olduğunu belirten Çelik, “Demokrasimize, cumhuriyetimize sahip çıkacağız ve önümüze bu biçimde bakacağız. Geleceği bu biçimde kucaklayacağız.” dedi.

“Bunun rastgele halde İsrail’in savunulmasıyla ilgisi yok”

Ömer Çelik, programın akabinde basın mensuplarının gündeme ait sorularını yanıtladı.

İsrail’in Lübnan’a gerçekleştirdiği taarruzlara ait Çelik, Lübnan’da pek çok şahsa davet aygıtları üzerinden atak gerçekleştirildiğini, 2800 kişinin yaralandığını, 8 kişinin de hayatını kaybettiğini söyledi.

“Bu tablo bile İsrail’in taarruzlarının, bu katliam şebekesinin cinayet işlemekte hiçbir sonunun olmadığını gösteriyor” diyen Çelik, şöyle devam etti:

“Tabii bunu herkes tartışacaktır. Bu davet aygıtları rastgele biçimde hacklenerek nasıl bu türlü bir patlayıcıya dönüşmüş? Şimdiden sorgulanıyor. Ellerimizdeki telefonlar, elektronik aygıtlar bu açıdan ne kadar inançlıdır? Bunlar nasıl hacklenebiliyor ve insanların yaralanmasına yol açacak formda, bomba etkisi yapacak formda sonuç ortaya çıkıyor? Bu genişlemesine tartışılacaktır. Bunun bir öbür tarafı da olay olur olmaz Lübnan’da çabucak acil durum ilan edildi. Bütün hastaneler misyona çağrıldı. Netanyahu hükümeti memleketler arası hukukun önünden kaçmak için ve üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak için savaşı genişletmek üzere bir tavır içerisinde. Savaşın Lübnan’dan İran’a kadar geniş bir alana yayılmasını istiyor. Bunun rastgele formda İsrail’in savunulmasıyla ilgisi yok büsbütün Netanyahu katliam şebekesinin siyasi hesaplarıyla ilgisi var.”

Hamas’ın barışı onaylama konusunda olumlu tavır sergilediğini, bu tavrın Netanyahu grubu üzerinde baskı oluşturduğunu belirten Çelik, bunun artık milletlerarası bir baskıya dönüşmeye başladığında Netanyahu şebekesinin bir yere saldırarak bu milletlerarası baskıyı üzerinden kaldırmaya çalıştığını lisana getirdi.

Çelik, CHP Genel Lideri Özgür Özel’in AK Parti iktidarı periyodunda vatandaşın ömür usullerine müdahale edildiğine yönelik kelamlarına ait soruyu, “Özgür Bey’in ‘AK Parti devrinde insanların hayatlarına müdahale edildi’ kelamı bana AK Parti’ye açılmış uyduruk kapatma davasındaki sözleri hatırlattı. Bizim hayat usulleri konusunda Türkiye’nin hem siyaset hem toplumsal hayat üzerindeki vesayeti nasıl kaldırdığımızı, bu mevzuda bütün hayat stillerinin gerçek manada yasal haklarını müdafaa konusunda nasıl uğraş ettiğimizi ve bedel ödediğimizi herkes bilir.” halinde yanıtladı.

Bir mühlet tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Dilruba Kayserilioğlu’nun “Üzerine alınan kimseden özür dilemiyorum” kelamlarının sorulması üzerine Çelik, “CHP Genel Başkanı Özgür Bey kendisini yanına oturtmuştu. Daha sonra ‘Benim onu yanıma oturtmam, onun kelamlarını desteklediğim anlamına gelmiyor. Onun sözleri ismine toplumdan ben özür diliyorum.’ dedi. Bu tıp açıklamaların sonucunda, bu tip açıklamaları yapanların niyetlerini görmek bakımından onları yanlarına oturtanlar, onore edenler, destekleyenler düşünsün bu mevzuyu. Bizim sorunumuz değil.” tabirlerini kullandı.