(İZMİR) – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İzmir Körfezindeki kirliliğin lokal idarelerden kaynaklandığını argüman ederek, “Son yıllarda bilhassa metropol vilayetlerimizde belediyelerin bütçesi içinde yatırımların hissesinin düştüğünü görüyoruz. Bu yatırımsızlığın getirdiği bir krizle karşı karşıya olduğumuzu net bir halde tabir etmek isterim” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti İzmir Vilayet Başkanlığı’nda düzenlenen Türkiye buluşmalarına katıldı. Toplantıda AK Parti İzmir Vilayet Lideri Bilal Saygılı, AK Parti İzmir Milletvekilleri Mahmut Atilla Kaya, Şebnem Bursalı, Eyyüp Kadir İnan ile Yaşar Kırkpınar olmak üzere toplam 27 AK Parti milletvekili ve AK Partili Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan katıldı.

Yılmaz, yaptığı açıklamada, Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler, İsrail tarafından Lübnan’a düzenlenen taarruzlar ile İzmir özelinde değerlendirmelerde bulundu.

“Türkiye iktisadına büyük katkılar sunmaktadır”

Yılmaz, şunları söyledi:

“Bir ay kadar evvel İzmir Fuarı’nın açılışındaydım. O gün hep İzmir’in ve İzmirlinin yanında olacağımızın kelamını vermiştik. İzmir’e kıymet veriyoruz. İzmir’in sıkıntılarına çok yakın ilgi gösteriyoruz. İzmir, Ege’nin incisi. Bağımsızlığın olduğu kadar iktisadın de sembolü olmuş bir kentteyiz. Kesinlikle ekonominizle, birikiminizle tertip yapımızla güçlü olmalısınız ki gerçek manada bağımsız olmanız mümkün olsun. İzmir bugün de ticaret ve lojistik ağı, güç üretimi, otomotiv, sanayi üretimi ve turizmiyle Türkiye iktisadına büyük katkılar sunmaktadır. Kazanımları katlamak için daha neler yapabiliriz bugün gün boyunca bunları istişare edeceğiz.  Bizim siyasi anlayışımız seçimden seçime değil her vakit vatandaşımızla buluşmayı öngörür. Yerelde ve genelde oluşturduğumuz siyasetlerde temel anlayışımız vatandaşımızın beklentileridir. AK Parti milletin kıymetlerinden ve geleneğinden beslenen bir partidir. Bizim rotamızı da gelecek perspektifimizi de milletimiz seçmektedir. Bugün bir kongre sürecine başlamış bulunmaktayız. Bu süreçlerde de halkımızın bizden beklentilerini, taleplerini, eleştir ve teklifleri alarak kendimize yeni bir yol haritası belirleyeceğiz. Ortak akıl ve istişareyle hareket eden bir geleneğe sahibiz. O nedenle her gittiğimiz vilayette iş dünyası ve sivil toplumla buluşuyoruz. Kemeraltı Çarşısı’na uğramadan geçmeyeceğiz esnafımızı dinleyeceğiz.”

“Uzun müddettir üzerinde çalıştığımız bir Siber Güvenlik Başkanlığı fikrimiz var”

Son devirde bilhassa Orta Doğu’da yaşanan siber hücumların arından siber güvenlik konusunda çalışmalar yürüttüklerini açıklayan Yılmaz, şunları kaydetti:

“Ülkemiz bugün bir demokratik olgunlukla tamamladığı genel ve mahallî seçimlerin akabinde siyasi iktidarını koruyarak yoluna devam ediyor. Dünyanın ve bölgemizin güçlü bir periyodunda ulusal menfaatlerimizi koruyoruz. Her alanda  bağımsızlık uğraşı veriyoruz. Ülkemizi her alanda ileriye taşıyoruz. Yalnızca bugünü değil yarınları da düşünerek durmaksızın çalışıyoruz. Bilhassa Orta Doğu’da İsrail’in hem Gazze halkına dönük insanlık dışı uygulamaları hem de çatışmaları bölgeye yayma çalışmaları kınadığımız ve tasvip etmediğimiz hadiseler. Türkiye olarak biz bir taraftan gücümüzü bu süreçte pekiştirirken bir taraftan da geleceğe dönük kurumsal ve teknolojik ataklarımızı sürdürüyoruz. Siber güvenlik konusunda bilhassa çok daha güçlü bir yapılanma üzerinde çalışıyoruz. Uzun müddettir üzerinde çalıştığımız bir Siber Güvenlik Başkanlığı fikrimiz var. Onu olgunlaştırmış durumdayız. Bu sonbaharda Meclis’imizin takdirine sunacak noktaya geleceğiz. Savunma endüstrimize yaptıklarımız ortada. Paramızla alamadığımız bir kadro eserleri bugün dünyaya ihraç ediyoruz. Her alanda teknolojimizi ve bilgimizi en üst seviyeye çıkaracağız. Türkiye barıştan yana bir ülkedir. Mazlum Gazze halkının yanında olmaya, Filistin’in haklı davasını desteklemeye devam edeceğiz. Biz barıştan yanayız. 1967 BM kararları çerçevesinde, iki devletli huzurun hakim olduğu bir bölge hayal ediyoruz.”

“Maalesef yerelde geçmişten gelen kimi problemler var”

İzmir’de yaşanan ve son periyotta oksijen düzeyinin sıfırın altına düşmesi nedeniyle balık vefatlarıyla gündeme gelen Körfez konusunda da değinen Yılmaz, yaşanan problemde mahallî idareleri sorumlu tutarak şöyle konuştu:

“İzmir çağdaş ve hayat kalitesini artıracak formda her türlü hizmeti hak ediyor. Biz, İzmir’i seviyoruz ve İzmir’in daha yeterli bir gelecek inşa etmesi için her türlü çabayı sarf etmeye hazırız. Pak güç kaynaklarının yaygınlaştırıldığı, yeşil alanların korunduğu ve artırıldığı, süründürülebilir kentleşme anlayışıyla hareket eden bir İzmir dilek ediyoruz. İzmir’in mavisine ve yeşiline haksızlık edilmemeli diye inanıyoruz. İzmir’in çok kıymetli bir sorunu kirlilik sorunu. Burada kalıcı bir tahlil üretilebilmiş değil. Bilhassa İzmir Körfezindeki kirlilik hepimizin gündeminde.

Son yıllarda bilhassa metropol vilayetlerimizde belediyelerin bütçesi içinde yatırımların hissesinin düştüğünü görüyoruz. Bu sağlıklı bir yaklaşım değil. Bunun manası şu: Bu kentlerimizdeki belediyeler, sermayeden yemiş oluyor.  Geçmişten gelen sermayeyi tüketiyorlar. Yatırım yapmadan birkaç yıl yönetim edebilirsiniz. Bunu uzun vakte yaydığınız vakit kendi sermaye tabanınızı eritmiş olursunuz ve içinde yaşadığınız ili çok büyük problemlerle karşı karşıya getirirsiniz. Bu manada bu yatırımsızlığın getirdiği bir krizle karşı karşıya olduğumuzu net bir biçimde söz etmek isterim. Lakin temel türel sorumluluk yerelde de olsa merkezi yönetim olarak biz bütün milletimizin hassasiyeti olan bahislerde kendi vazifemizi de yapmaya hazırız. İzmir Körfezi ile ilgili olarak da tıpkı anlayışa sahibiz. İzmir Körfezi’nin kirliliğini mercek almak gayesiyle alanında uzman isimlerden oluşan bir bilim kurulu oluşturduk. Bu çeşit sorunları tek boyutlu sorunlar değil. Hasebiyle bu ana sorunlarda çalışma kümeleri da oluşturarak kısa, orta ve uzun vadede yapılması gerekenleri tespit ederek yol haritamızı netleştireceğiz, buna nazaran hareket edeceğiz. Bu kirliliğin balık vefatlarına yol açtığına dair bulgular hepimizin dikkatine gelmiş durumda. Kirliliğin temel sebebi, arıtılmadan Körfeze atılan sular. Münasebetiyle atık suların kesinlikle arıtılması ve Körfez’deki oksijen düzeyinin yükseltilmesi gerekiyor.  Yıllardır süren yatırımsızlığa son verip daha önemli yatırımları daima birlikte yapmamız lazım. Bu işin üç boyutu var. Özel dal, lokal idare ve merkezi yönetim. Üç tarafında da üzerine düşeni yapması gerekiyor. Maalesef yerelde geçmişten gelen kimi kasvetler var. Ümit ediyoruz ki bu periyotta yaşanan bu ıstırapları da daima birlikte görerek herkes üzerine düşeni yapar ve sorumluğunu yerine getirir. Bunu temenni ediyoruz. Biz, sorumlu hareket eden iş birliğine açık olan herkesle çalışmaya açığız. İzmir için kararlılık ve titizlikle çalışıyoruz. Her bölgenin gereksinimlerini göz önünde bulundurarak kapsayıcı projeleri harekete geçiriyoruz. Halkımız kısır çekişmeler, polemikler, gereksiz çıkışlar değil gerçek meselelerin tespit edilip tahlil üretilmesini istiyor. Bunları yapmadığınız sürece istediğiniz kadar polemik yaratın hiçbir yararı yok bizim kapalı gündemlere değil, halkın gerçek gündemine odaklanmamız gerekiyor. İzmir’in sıkıntılarının tahlilleri noktasında lokal idarelerin üzerine düşenleri yapmasını bekliyoruz.”